Antalya Selge Antik Kenti: Manavgat'ın Bulutlardaki Kayıp Medeniyeti

Torosların Zirvesindeki Antik Hazine

Antalya'nın Manavgat ilçesinde, Altınkaya Mahallesi'nde yer alan Selge Antik Kenti, denizden 950 metre yükseklikte kurulmuş eşsiz bir dağ medeniyetinin kalıntılarını barındırıyor. Yunanca Σέλγη olarak bilinen ve eski dönemde Kandeleri adıyla anılan bu antik kent, Köprülü Kanyon Milli Parkı sınırları içinde, Torosların güney yamaçlarında büyüleyici bir konumda sizi bekliyor.

Kente ulaşım oldukça macera dolu bir deneyim sunuyor. Antalya-Alanya karayolu üzerinde Aspendos yol ayrımından 5 kilometre sonra dönülen yoldan, önce Beşkonak ve antik Roma köprüsünün birleştirdiği kanyon vadi aşılarak Altınkaya köyünden ulaşabilirsiniz. Köprülü Kanyon'daki Oluk Köprü'den geçerek 13 kilometre sonra tepelerde yer alan kente varıyorsunuz. Yol dar, virajlı ve yüksek rakımlara tırmanan zorlu bir güzergah olsa da, yolculuk sırasında harika manzaralar ve Köprüçay Irmağı üzerindeki antik yapılar sizi büyüleyecek.

Tarihin Derinliklerinden Gelen Sesler

Selge'nin kuruluşu MÖ 2. bin yılın sonuna kadar uzanıyor ve ilk olarak Truva Savaşı sonrası Dor göçleri sonucu kurulduğu ifade ediliyor. Kent, MÖ 5. yüzyıldan itibaren tarih sahnesine çıkmış ve MÖ 547'deki Pers İstilası öncesinde Lidya Krallığı'na bağlı olarak yaşamını sürdürmüş. Sırasıyla Lidya, Pers, Büyük İskender ve Roma yönetimlerinde kalan kent, Büyük İskender'e zorluk çıkarmayışının ödülünü Helenistik Dönem'de bağımsızlık kazanarak almış.

En parlak dönemini Roma döneminde yaşayan Selge, nüfusu Strabon'a göre 20 bin kişiye kadar çıkmış ve paranın basıldığı ilk Pisidia bölgesi olma özelliğini elde etmiş. Halkın Hıristiyanlaştığı Bizans dönemine kadar yerleşim sürmüş ve MS 13. yüzyılda Türklerin egemenliği altına girmiş. Antik kent halkı, bölge Türklerin eline geçtikten sonra Zerk adıyla göçer bir yerleşime dönüşmüş.

Kayalara Oyulmuş Mimari Şaheserler

Kent kalıntıları çoğunlukla surlar ve akropolisten oluşuyor. Surların içinde bulunan kentin su gereksinimini karşılamak için yapılmış sarnıçlar, antik mühendisliğin izlerini taşıyor. Günümüze ulaşan en sağlam yapı olan tiyatro, MS 3. yüzyılda restore edilmiş ve kayalığa oyulmuş durumda. Sahne kısmı tamamen, bazı bölgeleri kısmen yıkık olan bu yapı, kentin sosyal ve kültürel hayatının merkezi olmuş.

Tiyatronun batısında, tavanı kartal motifi ile süslü İon tipindeki tapınak kalıntısı yer alıyor. Zeus'a ve Artemis'e adanmış iki tapınak kalıntısı bulunuyor. Tiyatronun güneyinde stadium ve gymnasium, çeşme, agoralar, sütunlu cadde, hamam, bazilikalar ve Bizans dönemine ait kilise kalıntıları görülebiliyor. Kentin güneybatısında uzanan surların kuzeyinde ise nekropol alanı yer alıyor.

Sanat ve Ekonominin İzleri

Kentte darb edilen Stater kategorisindeki antik sikkeler, ön yüzlerinde Aspendos Antik Kenti sikkelerinde olduğu gibi güreşen iki güreşçi tasvirleri içeriyor. Bu sikkeler, kentin ekonomik gücünün ve sanatsal gelişmişliğinin birer kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.

Pisidia Bölgesi'nin önemli bir dağ kenti olan Selge, Pisidia kenti olmasına rağmen sonraları Pamfilya sınırları içine alınmış. Dağlık olmasına rağmen verimli topraklara sahip olan kent, zeytinyağı, şarap, tıbbi ve aromatik bitkiler ile kereste üretimiyle büyük bir ekonomik güce ulaşmış. Kentin savaşçı halkı tarafından inşa edilen surlar ve tiyatro, sosyal ve kültürel hayatın odak noktası olmuş.

Ziyaret Deneyimi ve Öneriler

Antik kente giriş ücretsiz ve herhangi bir görevli bulunmuyor. Antik kent, Altınkaya Mahallesi yerleşimi ile iç içe geçmiş durumda. Çok meraklısı olmayanlar için zorlu yolu çekmeye değmeyebilir, ancak yolculuk sırasında dura dura manzara izlenmesi kesinlikle tavsiye ediliyor.

Yerel halk, özellikle köylü çocuklar ve kadınlar, ziyaretçilere el işi oyalar, tahta kaşık ve nazar boncuğu gibi yöresel ürünler satmak için ısrarcı olabiliyorlar. Ne yazık ki kalıntıların bir kısmı köylüler tarafından duvar ve bahçe taşı olarak kullanıldığı için yok olmaya yüz tutmuş durumda.

Bölge, temiz hava ve yayla hissi veriyor. Köprülü Kanyon'un barındırdığı endemik canlı türlerini içeren ormanları ve doğa harikası jeolojik oluşuma sahip kanyonları ile yüksek peyzaj değerine sahip. Kanyondan tüm güzellikler kuşbakışı olarak görülebiliyor ve Köprülü Kanyon gezisi ile birleştirilmesi kesinlikle tavsiye ediliyor.

Selge Antik Kenti, sadece tarih meraklıları için değil, doğa severlerin de ilgisini çekecek eşsiz bir destinasyon. Surlar, tiyatro ve tapınak gibi ana kalıntıları gezerken, aynı zamanda Köprülü Kanyon Milli Parkı içindeki doğal güzellikleri, ormanları ve Köprüçay Irmağı üzerindeki antik yapıları görme şansı elde ediyorsunuz.