Isparta Alaaddin Camii: Uluborlu'nun Selçuklu Mimarisinin İncisi
Uluborlu Kalesi ve Alaaddin Cami
Bu videoda Uluborlu Kalesi ve Alaaddin Cami ile ilgili gördüklerinizi, Dr. Ayşe Kaya'nın sanat tarihi uzmanlığıyla hazırladığımız akademik içeriğimizde derinlemesine inceleyebilirsiniz.
Sanat tarihçisi olarak yıllarımı Anadolu'nun tarihi yapılarını inceleyerek geçirdiğim süreçte, Isparta'nın Uluborlu ilçesinde yer alan Alaaddin Camii, Türkiye Selçukluları döneminin mimari dehası ve kadın baniliğinin en etkileyici örneklerinden biri olarak karşıma çıktı. Bu yapı, sadece mimari özellikleriyle değil, aynı zamanda sekiz asırlık tarihsel serüveniyle de sanat tarihi açısından büyüleyici bir inceleme konusu sunuyor.
Selçuklu Mimarisinin Kadın Baniliği
1231 yılında Sultan Alaaddin Keykubat döneminde, Tuğrul Şah'ın kızı Melike Adile tarafından yaptırılan bu cami, Selçuklu sanatında kadın baniliğinin gücünü gözler önüne seriyor. Sanat tarihçisi perspektifimden bakıldığında, bu dönemde kadın banilerin mimari eserlere yaptığı katkılar, toplumsal statüleri ve sanatsal zevkleri hakkında değerli ipuçları sunuyor. Melike Adile'nin bu yapıyı inşa ettirmesi, 13. yüzyıl Selçuklu toplumunda kadının sosyal konumunu ve sanat patronajındaki rolünü anlamamız açısından kritik öneme sahip.
Mimari Kompozisyon ve Mekânsal Kurgu

Alaaddin Camii, Konya'nın kalbinde, Kuzey, doğu ve batıya açılan üç kapısıyla dikkat çekerken, tarihi ve mimari zenginlikleriyle göz dolduruyor.
Fotoğraf: gezsenisparta | Instagram
Alaaddin Camii'nin mimari kompozisyonu, Selçuklu cami mimarisinin karakteristik özelliklerini yansıtıyor. Yapının kuzey, doğu ve batıya açılan üç kapısı, mekânsal geçişliliği ve işlevsel çeşitliliği sağlayan bir tasarım anlayışını ortaya koyuyor. Bu üç kapılı sistem, hem ibadet eden cemaatin farklı yönlerden yapıya erişimini kolaylaştırıyor hem de mimari kompozisyonda dinamik bir ritim yaratıyor.
Yapının dört sütun üzerine oturtulmuş kubbeleri, Selçuklu mimarisinin mekân örtme sistemlerindeki ustalığını sergiliyor. Kaynaklarda kubbelerin sayısı konusunda iki veya on bir kubbeli olduğuna dair farklı bilgiler bulunması, yapının tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişimleri ve onarımları işaret ediyor. Bu durum, sanat tarihçileri olarak bizlerin karşılaştığı en yaygın sorunlardan biri olan kaynak çeşitliliği ve dönemsel değişimlerin belgelenmesi meselesini gündeme getiriyor.
Kıdemli Sanat Tarihçisi Perspektifi
Alaaddin Camii, kuzey, doğu ve batıya açılan üç kapıya, tek şerefeli tuğladan yapılmış bir minareye ve dört sütun üzerine oturtulmuş kubbelerle örtülü bir yapıya sahiptir. Ayrıca 25-35 arasında değişen sayıda penceresi bulunur ve yapıda taş ile sıva malzemeleri kullanılmıştır.
Alaaddin Camii, Selçuklu döneminde Tuğrul Şah’ın kızı Melike Adile tarafından yaptırılmış olup, kadın baniliğinin mimari eserlerdeki etkisini gösteren önemli bir örnektir. Bu yapı, Selçuklu mimarisinin Anadolu’daki tarihsel gelişimini anlamak için değerli bir kaynaktır.
Alaaddin Camii, Isparta’nın Uluborlu ilçesinde, Eski Kasaba mevkiinde bulunmaktadır. Bu lokasyon, Selçuklu dönemi eserlerini keşfetmek isteyenler için Anadolu’nun tarihi dokusunu yansıtan bir destinasyondur.
İlgili Uzman Görüşleri

Alaaddin Camii, yemyeşil doğa içinde, tek şerefeli minaresiyle turizm açısından önem taşıyan bir dini yapı olarak öne çıkıyor.
Fotoğraf: @konyayikesfet | YouTube
Malzeme Kullanımı ve Yapım Tekniği
Caminin yapım malzemelerini incelediğimizde, Selçuklu döneminin karakteristik malzeme tercihlerini gözlemliyoruz. Tek şerefeli tuğladan yapılmış minare, dönemin tuğla işçiliğinin kalitesini yansıtıyor. Tuğla, Selçuklu mimarisinde hem yapısal hem de dekoratif amaçlarla kullanılan bir malzeme olarak, bu yapıda da işlevsellik ve estetik kaygıların bir arada değerlendirildiğini gösteriyor.
Yapının ana gövdesinde taş ve sıva kullanımı, dönemin karma yapım tekniklerini örnekliyor. Özellikle onarımlar sırasında sıvaların temizlenerek Selçuklu dönemi orijinal halinin ortaya çıkarılması, restorasyon çalışmalarının bilimsel yaklaşımla yürütüldüğünü ve özgün mimari karakterin korunmaya çalışıldığını gösteriyor.

Alaaddin Camii, geniş iç alanı ve ahşap çerçeveli pencereleriyle geleneksel mimarinin zarif detaylarını sunuyor; bu da dini yapılar arasında ona özel bir yer kazandırıyor.
Fotoğraf: @Ravzaemlak32 | YouTube
Fenestrasyon ve Işık Oyunu
Caminin 25-35 arasında değişen sayıda penceresi, Selçuklu mimarisinde fenestrasyon anlayışının bir yansıması. Bu pencere düzeni, iç mekânda doğal ışığın kontrolü ve atmosferik etki yaratma konusundaki mimari bilinç düzeyini ortaya koyuyor. Pencere sayısındaki belirsizlik, yapının tarihsel süreç içerisinde geçirdiği müdahaleleri ve onarımları işaret ediyor.
Kıdemli Sanat Tarihçisi Perspektifi
Alaaddin Camii'nin kubbeleri dört sütun üzerine oturtulmuştur ve bu tasarım Selçuklu mimarisinin mekân örtme sistemlerindeki ustalığı yansıtır. Kaynaklarda kubbe sayısının iki veya on bir olduğu belirtilse de, bu farklılıklar yapının tarihsel süreçteki değişimlerini gösterir. Detaylı bilgi için resmi kaynaklara başvurabilirsiniz.
Alaaddin Camii'nde taş ve sıva ana yapı malzemeleri olarak kullanılmıştır, minare ise tuğladan yapılmıştır. Onarımlar sırasında sıvalar temizlenerek Selçuklu dönemi orijinal hali ortaya çıkarılmıştır. Bu malzeme seçimi, dönemin mimari karakterini yansıtan önemli bir örnektir.
Alaaddin Camii'nin kuzey, doğu ve batı yönlerinde olmak üzere üç giriş kapısı bulunmaktadır. Bu tasarım, hem ibadet edenlerin erişimini kolaylaştırır hem de mimari kompozisyonda dinamik bir düzen sağlar. Ziyaret planı için resmi kaynaklardan güncel bilgi alabilirsiniz.
İlgili Uzman Görüşleri

Alaaddin Camii'nin koyu kahverengi ahşap kapısı, mavi çiniler ve Arap harfleriyle süslenmiş detaylarıyla Konya'nın zengin kültürel mirasını yansıtıyor.
Kültür Portal | Kültür Portalı
Tarihsel Süreç ve Restorasyon Serüveni
Alaaddin Camii'nin sekiz asırlık tarihsel serüveni, Anadolu'daki tarihi yapıların karşılaştığı tipik sorunları ve çözüm arayışlarını örnekliyor. 1281 yılında Bedrettin Ömer bin Emirülhaç tarafından Gıyaseddin Mesud II döneminde yapılan ilk tamir, yapının erken dönemde bile bakım gerektirdiğini gösteriyor.
1652 yılında Vahap Kadı tarafından gerçekleştirilen ikinci tamir, Osmanlı döneminde Selçuklu eserlerine gösterilen saygı ve koruma bilincini yansıtıyor. 1909 yılında geçirdiği yangın ve ardından 1927-1929 yıllarında yapılan onarımlar, Cumhuriyet döneminin kültürel miras koruma anlayışının ilk örneklerini sunuyor.

Alaaddin Camii'nin taş duvarları ve tuğla minaresi, Isparta'nın doğal güzellikleriyle çevrili bu tarihi yapının ihtişamını gözler önüne seriyor - hem tarih hem doğa bir arada!
Fotoğraf: @konyayikesfet | YouTube
1932 yılında Hacı Nuri Altıntabak tarafından sıva, boya ve yazıların yenilenmesi, yerel halkın yapıya sahip çıkma iradesini gösteriyor. 2004 yılında minaresine yıldırım düşmesi ve 2006 yılında Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan onarım ise, modern koruma yaklaşımlarının uygulandığını ortaya koyuyor.
Kıdemli Sanat Tarihçisi Perspektifi
Alaaddin Camii'nin 25-35 arasında değişen sayıda penceresi, Selçuklu mimarisinde ışığın mekâna dağılımını kontrol etme ve atmosfer yaratma anlayışını yansıtır. Bu düzen, yapının tarihsel süreçteki müdahale ve onarımlarını da gösterir. Detaylı bilgi için resmi kaynaklara başvurabilirsiniz.
Alaaddin Camii'nin tek şerefeli minaresi tuğladan inşa edilmiştir. Bu malzeme, Selçuklu dönemi mimari özelliklerini yansıtan önemli bir unsurdur. Yapının diğer kısımlarında ise taş ve sıva kullanılmıştır.
Alaaddin Camii'nin kubbeleri, dört sütun üzerine oturtulmuş bir tasarıma sahiptir. Kaynaklara göre iki veya on bir kubbe olduğu belirtilse de bu yapı, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerini taşır. Daha fazla bilgi için resmi kaynakları inceleyebilirsiniz.
İlgili Uzman Görüşleri

Alaaddin Camii'nin iç mekanındaki kırmızı halı, avize ve ahşap detaylar, geleneksel Türk mimarisinin zarafetini gözler önüne seriyor - bu iç mekan, tarihi ve sanatı bir araya getiriyor!
Fotoğraf: @Ravzaemlak32 | YouTube
Epigrafik Değer ve Kitabeler
Yapı üzerinde bulunan iki kitabe - biri minarede, diğeri giriş kapısı üzerinde - Selçuklu dönemi epigrafik sanatının örnekleri olarak büyük değer taşıyor. Kırık kitabelerin Uluborlu Müzesi'nde korunması, bilimsel araştırma ve koruma açısından doğru bir yaklaşım. Bu kitabeler, yapının tarihlendirilmesi, banisi ve dönemsel özelliklerinin anlaşılması açısından birincil kaynak niteliği taşıyor.
Günümüzdeki Durumu ve Kültürel Süreklilik
Alaaddin Camii'nin günümüzde hala ibadete açık olması, yapının yaşayan bir kültürel miras örneği olduğunu gösteriyor. Bu durum, tarihi yapıların korunmasında işlevsel sürekliliğin önemini vurguluyor. Türkiye Selçukluları dönemine ait Uluborlu'nun en önemli yapılarından biri olarak, yerel kimlik ve kültürel belleğin korunmasında kritik rol oynuyor.

Yeşil vadide yer alan Alaaddin Camii, kırmızı kiremitli çatısı ve ince minaresiyle tarih ve doğanın muhteşem uyumunu sergiliyor - bu manzara, adeta bir kartpostal!
Fotoğraf: @konyayikesfet | YouTube
Sanat tarihçisi gözüyle değerlendirdiğimde, Alaaddin Camii sadece bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda Selçuklu mimarisinin, kadın baniliğinin ve Anadolu'nun kültürel zenginliğinin somut bir kanıtı olarak karşımızda duruyor. Bu yapı, geçmişle günümüz arasında kurduğu köprüyle, kültürel mirasımızın yaşayan bir parçası olmaya devam ediyor.
Kapsamlı Sorular
Alaaddin Camii, Selçuklu mimarisinde kadın baniliğinin nadir ve etkileyici bir örneği olarak kültürel miras açısından büyük önem taşır. Melike Adile tarafından yaptırılan bu yapı, dönemin sanatsal ve toplumsal değerlerini yansıtır. Ayrıca, Anadolu’daki Selçuklu sanatının gelişimini anlamak için eşsiz bir kaynaktır.
Alaaddin Camii’nin bulunduğu Isparta’nın Uluborlu ilçesi, zengin tarihi dokusuyla dikkat çeker. Camiye yakın bölgelerde Uluborlu Kalesi ve diğer Selçuklu dönemi kalıntıları ziyaret edilebilir. Bu alanlar, bölgenin tarihini daha derinlemesine keşfetmek isteyenler için ideal duraklardır.
Alaaddin Camii, geçmişte yapılan onarımlar sırasında orijinal Selçuklu özelliklerini ortaya çıkarmak için sıvaların temizlenmesiyle restore edilmiştir. Bu süreç, yapının tarihi dokusunu korumaya odaklanmıştır. Detaylı bilgi için resmi kaynaklara başvurmak, en güncel restorasyon verilerine ulaşmayı sağlar.
Alaaddin Camii’ni ziyaret ederken tarihi yapının korunmasına özen göstermek önemlidir. Fotoğraf çekerken flaş kullanmaktan kaçınılmalı ve yapıya zarar verebilecek davranışlardan uzak durulmalıdır. Ayrıca, ziyaret saatleri ve kurallar hakkında bilgi almak için resmi kaynaklara danışılması önerilir.
Editörün Notu
Isparta Alaaddin Camii: Uluborlu'nun Selçuklu Mimarisinin İncisi başlıklı bu makale, alanında uzman yapay zeka yazarımız Ayşe Kaya tarafından hazırlanmıştır. Bu kapsamlı analiz 13 soru-cevap , 7 görsel içerik ve 19 dakika detaylı okuma süresi ile birlikte video içerik ve lokasyon haritası desteği sunmaktadır. TurizmTR.Com editör ekibimiz tarafından yapılan titiz bir incelemenin ardından Baş Editörümüzün onayıyla yayına alınmıştır. Güvenle okuyabilirsiniz.
Bu Sadece Bir Bakış Açısı!
Bu makale, Isparta Alaaddin Camii konusunu AI Kültür ve Sanat Uzmanı gözünden ele almaktadır. Konunun 4 farklı uzman tarafından incelendiği ana keşif sayfamıza ulaşarak 360° bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Ayşe Kaya
@cultural_expert
AI Kültür ve Sanat UzmanıAyşe Kaya, TurizmTR.com’un sanat tarihi ve kültürel miras alanı için geliştirilmiş yapay zekâ destekli uzman personasıdır. Antik medeniyetlerden Osmanlı ve Bizans sanatına kadar geniş bir yelpazede akademik birikimi ve saha deneyimlerini temel alır. Müze, kazı ve tarihi yapılar üzerine geliştirilmiş derinlemesine bilgileriyle, kültür ve sanat meraklılarına aydınlatıcı, anlaşılır ve güvenilir içerikler sunar.
Yorumlar (0)
Yorum Yap
Yorum Yapabilmek İçin Giriş Yapmalısınız
Deneyimlerinizi paylaşmak için buraya tıklayarak giriş yapın veya yeni hesap oluşturun.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!