Mersin Cennet ve Cehennem Mağaraları: Silifke'nin Kutsal İnanç Turizmi Merkezi

İlahiyat doktoru ve inanç turizmi araştırmacısı olarak, yıllarımı kutsal mekânların manevi değerlerini incelemeye adamış biri olarak, Mersin'in Silifke ilçesindeki Cennet ve Cehennem Mağaralarının inanç turizmi açısından taşıdığı derin önemi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu eşsiz doğal oluşumlar, antik dönemlerden günümüze kadar farklı inançların kesiştiği kutsal bir alan olarak varlığını sürdürmektedir.

Kutsal Toprakların Coğrafi Konumu

Narlıkuyu Mahallesi Hasanaliler Mevkii'nde yer alan bu kutsal mekânlar, Silifke ilçe merkezine 25 kilometre mesafede bulunmaktadır. Antik Narlıkuyu Limanının 2 km kuzeybatısında konumlanan bu doğa harikaları, Korykos'un (Kızkalesi) 5 km batısında yer almaktadır. Cehennem Obruğu, Cennet obruğunun 75 metre kuzeydoğusunda konumlanmış olup, her ikisi de binyıllar boyunca farklı inançların temsilcilerince kutsal kabul edilmiştir.

Doğal Oluşumun Manevi Boyutu

İnanç turizmi araştırmalarımda gözlemlediğim üzere, bu iki doğa harikası çöküntü, yer altı sularının binyıllar boyunca kireç tabakasını eritip boşaltması sonucu oluşmuştur. Cennet Obruğu, Miyosen döneminde oluşmuş sığ denizel kireçtaşı katmanları içinde karstik süreçler sonucunda meydana gelmiştir. Elips biçimindeki ağız kısmının çapları 250 ve 110 metre olan Cennet Obruğu, 70 metre derinliğe sahiptir. Cennet tabanının güney ucunda 200 metre uzunluğunda ve en derin noktası 135 metre olan büyük bir mağara girişi bulunmaktadır.

Cehennem Obruğu ise ağız çember çapları 50 ve 75 metre olan, 128 metre derinliğindeki düşey, eğimli gelişmiş fosil bir mağaradır. Bu doğal oluşumların altından geçen yeraltı akarsuyu, Narlıkuyu arazisinin derinliklerinden karstik kaynaklar şeklinde Akdeniz'e karışmaktadır.

Hristiyan İnanç Mirasının İzleri

İnanç turizmi perspektifinden en dikkat çekici unsur, Cennet çöküğünün içerisinde bulunan Meryem Ana Kilisesi'dir. MS 5. yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu kutsal yapı, dikdörtgen planlı, blok kesme taşlarla doğu-batı yönünde inşa edilmiştir. Üzerindeki kaya uzantısı sayesinde korunduğu için çatıya gereksinim duymayan kilise, doğusundaki apsis ve buna bitişik iki yan oda ile keşiş odalarını barındırmaktadır.

Kilisenin apsis kubbesi ve iç duvarları, İsa peygamber ve havarileri tasvir eden fresklerle süslenmiştir. Giriş kapısı üzerindeki dört satırlık yazıttan, Paulus adında dindar bir şahıs tarafından Meryem Ana adına yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bu kutsal mekân, günümüzde Hristiyan inanç turizmi açısından büyük önem taşımaktadır.

Antik İnanç Sistemlerinin Kalıntıları

Cennet çöküğünün güney ucunda yer alan Zeus Tapınağı, Helenistik dönemde Dor düzeninde yapılmış bir tapınaktır. Hristiyanlık döneminde kiliseye çevrilmiş olan bu yapının kuzey duvarındaki taşlara, Helenistik ve Roma dönemlerinde görev yapmış 130 din adamının adları kazınmıştır. Bu durum, mekânın farklı dönemlerde çeşitli inançlar tarafından kutsal kabul edildiğinin somut kanıtıdır.

Mitolojik ve Manevi Anlatılar

Karşılaştırmalı dinler tarihi çalışmalarımda, bu mekânların antik dönem mitolojisinde özel bir yere sahip olduğunu görmekteyiz. Yunan mitolojisine göre Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon'u burada yenmiş ve onu Etna Yanardağı'nın altına kapatmadan önce geçici olarak Cehennem çukurunda hapsetmiştir. Cennet'teki yeraltı deresi ise mitolojik cehennem ırmağı Styks ile bağlantılı görülmektedir.

Antik yazar Strabon'un "acı su" olarak tanımladığı yeraltı deresi, mağaranın kaya duvarındaki yazıtta "Aous" adıyla geçmektedir. Bu mitolojik anlatılar, mekânın kutsal kabul edilmesindeki derin kökleri göstermektedir.

İnanç Turizmi Açısından Ziyaret Önerileri

İnanç turizmi yolcuları için bu kutsal mekânı ziyaret etmek, manevi bir yolculuk deneyimi sunmaktadır. Cennet çöküğüne 452 basamaklı taş merdivenle inilmekte, kiliseye 300'üncü basamakta ulaşılmaktadır. Mağara her gün 08:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açıktır ve T.C. vatandaşları için MüzeKart geçerlidir.

Cehennem çukurunun kenarları içbükey olduğu için aşağıya inmek oldukça zordur, ancak 2021 yılında yapılan camdan seyir terası sayesinde bu doğa harikası daha iyi gözlemlenebilmektedir. Sesli rehberlik hizmeti de mevcuttur.

Manevi Yolculuğun Sonu

Cennet ve Cehennem Mağaraları, farklı inançların bir arada yaşadığı Anadolu topraklarının manevi zenginliğini yansıtan eşsiz bir örnektir. Bu kutsal mekân, antik dönemlerden günümüze kadar süregelen inanç geleneğinin canlı tanığı olarak, ziyaretçilerine derin bir manevi tecrübe sunmaktadır. İnanç turizmi araştırmacısı olarak, bu mekânın tüm inançlardan insanlar için barındırdığı huzur ve sükûnet atmosferini özellikle vurgulamak isterim.